Ergenlik Dönemi Sorunları

Ergenlik dönemi, çocukluktan yetişkinliğe geçişin başladığı, bedensel, zihinsel ve duygusal değişimlerin yoğun olarak yaşandığı bir gelişim sürecidir. Sadece fiziksel büyümenin değil, aynı zamanda kimlik arayışının, bağımsızlık isteğinin ve duygusal fırtınaların da sahneye çıktığı oldukça hassas ve kritik bir evredir. Çoğu ebeveyn için bu dönem, çocuklarının bir anda "farklı birine" dönüştüğü, anlamakta zorlandıkları bir süreçtir. Ama bu değişim doğal, beklenen ve gelişimsel olarak gereklidir.

Ergenlik Dönemi Ne Zaman Başlar?

Ergenlik, genetik, çevresel ve sosyal faktörlere bağlı olarak kişiden kişiye farklılık gösterse de genellikle kızlarda 9-13 yaş, erkeklerde ise 10-14 yaş arasında başlar. Bu yaş aralığı bir ortalamadır; daha erken başlayan ergenlik "erken ergenlik", daha geç başlayan ise "gecikmiş ergenlik" olarak değerlendirilir.

Ergenlikte Değişimi Anlamak Neden Önemlidir?

Birçok ebeveyn ergenliği yalnızca fiziksel değişimlerle ilişkilendirir. Oysa asıl dönüşüm, zihinsel ve duygusal boyutlarda yaşanır. Ergen, artık bir çocuk değildir ama henüz bir yetişkin de sayılmaz. Bu "arada kalmışlık", hem kendisi hem de çevresi için kafa karıştırıcı olabilir. "Ben kimim?" sorusu sıkça sorulur. Aileden bağımsızlaşma çabaları artar. Otoriteye karşı çıkışlar görülebilir. Grup içinde kabul edilme isteği yoğunlaşır. Duygular uçlarda yaşanır: Bir gün çok mutlu, ertesi gün tamamen içine kapanık olabilir.

Çocuklarının bir gecede bambaşka bir kişiliğe büründüğünü düşünen anne babalar, bu dönemde çaresizlik hissi yaşayabilir. Oysa bu davranışlar, gelişimin doğal parçalarıdır. Ebeveynin, ergenin yaşadığı dönüşümü anlaması; yargılamadan, eleştirmeden, destekleyici bir rol üstlenmesi, sağlıklı bir ilişki kurulmasını sağlar.

Ergenlikte Görülen Psikolojik Sorunlar

Ergenlerde akademik başarı baskısı, sosyal ilişkiler, aile beklentileri gibi faktörler yüksek düzeyde kaygıya neden olabilir. Bu kaygılar, özellikle lise dönemine geçişte, sınav dönemlerinde ya da arkadaş gruplarındaki değişimlerle tetiklenebilir.

Ergenlik döneminde başlayan depresyon, çoğu zaman "ergen huysuzluğu" ya da "gençlik bunalımı" olarak hafife alınır. Oysa depresyon, ergenlerde ciddi işlev kayıplarına ve hatta intihar düşüncelerine kadar varabilir.

Ergenlikte bedensel değişimlerin getirdiği “görünüş takıntısı” ve sosyal karşılaştırmalar, özgüveni derinden etkiler. Sosyal medya bu baskıyı daha da artırarak “yetersizlik hissi” yaratabilir.

“Ben kimim?” sorusu ergenliğin merkezindedir. Gençler, bu sorunun cevabını ararken farklı tarzlar, inançlar ve çevrelere yönelir. Kimi zaman bu arayış karmaşaya neden olur.

Kuralları çiğneme, okuldan kaçma, yalan söyleme, madde kullanımı gibi davranışlar; aslında altında derin psikolojik sorunlar barındırabilir.

Özellikle kız çocuklarında görülen anoreksiya ve bulimia gibi yeme bozuklukları, kontrol ihtiyacının veya özgüven sorunlarının dışa vurumu olabilir. Görünüşe dair toplumsal baskılar ve sosyal medya bu tür bozuklukları artırabilir.

Günümüzde ergenler çoğu zaman sosyal ilişkilerini dijital platformlarda kurmakta. Bu durum, yüz yüze iletişim becerilerinin gelişmesini engelleyebilir. Aynı zamanda ekran bağımlılığı, uyku bozuklukları ve akademik başarıda düşüşe neden olur.

Ne yazık ki ergenlik döneminde bu tür eğilimler artış gösterebilir. Ebeveynler için bu en kaygı verici sorunlardan biridir. Gençler duygularını ifade edemediklerinde, fiziksel zarar vererek “içerideki fırtınayı” dışa yansıtmak isteyebilir.

Ergenlikte görülen psikolojik sorunlar, dışarıdan sıradan davranışlar gibi görünebilir. Ancak bu belirtiler, aslında gençlerin “beni duyun” çağrısıdır. Aileler bu dönemde yargılamadan, anlamaya çalışarak yaklaşmalı ve gerekirse profesyonel bir destekten çekinmemelidir.

 

 

Ergenlikte Davranışsal Sorunlar Nelerdir?

Ergenlik dönemi, kimlik arayışının, bağımsızlık isteğinin ve sınırların zorlandığı bir geçiş sürecidir. Bu süreçte gençler sadece duygusal olarak değil, davranışsal olarak da büyük değişimler yaşarlar. Bu davranışlar çoğu zaman aileleri şaşırtır, üzer ve hatta korkutabilir. Ancak bu tepkiler çoğunlukla gelişimin bir parçasıdır.

Kurallara Karşı Gelme ve Otorite Reddi: Ergenlikte sık görülen davranışsal sorunların başında, ebeveynlere veya öğretmenlere karşı gelme gelir. Bu durum, ergenin kendi kimliğini oluşturma çabasıyla yakından ilişkilidir.

Yalan Söyleme: Ergenler zaman zaman ebeveynlerinden veya öğretmenlerinden bir şeyler saklama eğilimindedir. Bu davranışın altında genellikle kontrol edilme korkusu, mahremiyet arzusu ya da ceza almaktan kaçınma yatar.

Okuldan Kaçma ve Akademik Düşüş: Okula gitmek istememe, devamsızlık yapma ya da ders başarısında düşüş, birçok ergenin yaşadığı yaygın sorunlardır.

Ani Öfke Patlamaları ve Agresiflik: Ergenlikte duygular uç noktalarda yaşanır. Bu nedenle öfke de yoğun bir şekilde ortaya çıkabilir. Ergen, kontrol edemediği duyguları davranış yoluyla dışa vurabilir.

Sınırları Zorlama ve Riskli Davranışlar: Ergenler bu dönemde “sınırları test etme” eğilimindedir. Bu, gelişimsel olarak bir bağımsızlık denemesi olabilir; ancak bazı davranışlar ciddi riskler barındırır.

Sosyal İçedönüklük veya Aşırı Bağlılık: Bazı ergenler davranışsal olarak aşırı içe kapanabilir ya da sadece bir kişiyle (arkadaş/sevgili) çok bağımlı ilişki kurabilir. Bu durumlar da dikkatle izlenmelidir.

Dijital Bağımlılık ve Sosyal Medya Sorunları: Ergenler için dijital kimlik, fiziksel kimlik kadar önemlidir. Sosyal medya kullanımı kontrolden çıktığında davranışsal problemlere yol açabilir.

Ergenlik Dönemi Terapi İhtiyacı Ne Zaman Doğar?

Ergenin davranışları; günlük yaşamını, okulunu veya ilişkilerini olumsuz etkiliyorsa, şiddet ya da suç içeren düzeye ulaştıysa, kendisini veya başkalarını tehlikeye atıyorsa, uzun süredir devam ediyorsa mutlaka bir psikiyatrist veya psikolog tarafından değerlendirilmelidir.

Ergen Terapi Süreci Nasıl Geçer?

Ergen terapisi, 11–18 yaş arasındaki bireylerin duygusal, davranışsal, sosyal ya da akademik sorunlarına yönelik uygulanan özel bir psikoterapi sürecidir. Bu terapi, ergenin yaş dönemi özelliklerine, gelişimsel ihtiyaçlarına ve kişilik yapısına uygun biçimde planlanır. Hedef, gencin hem kendini anlaması hem de çevresiyle sağlıklı ilişkiler kurabilmesidir.

Terapi süreci genellikle ergen ve ailesiyle yapılan ilk görüşme ile başlar. Psikiyatrist ya da terapist, sorunun ne olduğu, nasıl geliştiği ve hangi alanları etkilediği hakkında bilgi toplar. Ergenle yapılan bireysel görüşmelerde güven ilişkisi kurmak önceliklidir. Gençlerin bir uzmanla açık konuşabilmesi için yargılanmayacaklarını ve anlayışla dinleneceklerini hissetmeleri gerekir. Değerlendirme sonrası kişiye özel bir terapi planı hazırlanır. Bu süreç; seans sıklığı, hedeflenen davranış değişiklikleri ve gerekirse psikiyatrik müdahaleleri içerir.

Bilişsel davranışçı terapide düşünce-duygu-davranış ilişkisi üzerine çalışılır ve olumsuz inançlar dönüştürülür. Psikodinamik terapi türünde derin duygusal yaraların, iç çatışmaların ve aile dinamiklerinin keşfi sağlanır. Gerekli görüldüğü zaman aile terapisi ile iletişim kalitesi artırılabilir.

Ergen Terapisi Kaç Seans Sürer?

Her ergenin ihtiyacı farklıdır. Kimi durumlarda birkaç seans yeterli olurken, bazı gençlerle uzun dönemli çalışmalar gerekebilir. Ortalama 8–12 seansta belirgin gelişmeler gözlenebilir.

Aileler Terapi Sürecine Dahil Olmalı mı?

Evet, özellikle ergenlik döneminde aile desteği sürecin en önemli unsurlarından biridir. Ancak terapist, hangi noktalarda ailenin sürece dahil olacağını profesyonel şekilde belirler. Bazen sadece gençle birebir çalışılırken, bazen aile bireyleriyle ortak seanslar yapılabilir.

Ergenler Terapiye Direnç Gösterirse Ne Olur?

Bu yaş grubunda "terapiye gitmeyi reddetme" sık karşılaşılan bir durumdur. Bu durumda:

  • Zorlamak yerine anlamaya çalışmak gerekir
  • Terapi fikrini yumuşak bir dille, “konuşacak bir alan” gibi tanıtmak işe yarar
  • İlk seansın tanışma ve sohbet odaklı olmasına özen gösterilir
  • Güven ilişkisi kurulduktan sonra gençler çoğu zaman terapiye istekle devam eder

Sosyal Medyada Paylaş:

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Stres Yönetimi

Stres yönetimi stresli durumlar ile karşı karşıya kalındığında nasıl tepki verileceği…

Devamını Oku

Yas Süreci

Sevdiğimiz birinin kaybı kuşkusuz ki bizi derinden etkiler. Ancak hayatın içinde bunu…

Devamını Oku

Alzheimer

Alzheimer hafızayı etkileyen bir hastalıktır ve düşünce, davranışlar etkilenir. Zihin…

Devamını Oku

RANDEVU TALEBİ

* Lütfen form alanlarını giriniz, bilgileriniz gizli tutulmaktadır.