İzmir Panik bozukluğu beklenmedik durumlarda ortaya çıkan, yineleyici, şiddetli korku, rahatsızlık hissi yaratan ve panik atağın ardından yaşanan başka panik atakları yaşayacağına ilişkin kaygı yaratan bir anksiyete bozukluğudur. Panik bozuklukta özellikle sosyal ve mesleki alanlarda işlev bozukluğu meydana gelmekte, algılanan fiziksel ve duygusal sağlığı olumsuz yönde etkilediği içinde yaşam kalitesini düşürmektedir.
Panik Bozukluğu
İzmir Panik ataklar bedensel duyumların çok kötü bir durumla sonuçlanacağı şeklinde hatalı yorumlanmasından kaynaklanmaktadır. Bedensel duyumlar çoğu zaman normal anksiyete tepkileri ile ilişkili olan çarpıntı, nefes alamama hissi, baş dönmesi, el ve ayaklarda soğuk terleme gibi belirtilerdir. Bu belirtiler egzersizle ya da farklı duygu yaşantılarında da ortaya çıkabilmektedirler. Kişi bu doğal duyumları bir tehlike ve felaket etkisi yaratacağı şeklinde yorumladığında, bu duyumlar yakın bir tehlikenin kanıtları olarak görülmektedir. Çarpıntı bir kalp krizinin, baş dönmesi hissi kontrol kaybının habercisi olarak yorumlanmaktadır. Bu tür yorumlamalar bedensel duyumların şiddetini arttırır ve uyarılmaya neden olur. Sonuç olarakta, tehlike algısı daha kötü bir şey olacağı ve daha şiddetli kaygı ile bir kısır döngü halini alır. Kişi ilk atağın sonrasında yeni atakların olacağına ilişkin endişeye kapılır ve atakların yinelemesiyle birlikte içsel ve dışsal uyarılara daha duyarlı hale gelinir. Hastaların, yalnız başına kaldığında Panik Atağı geçireceklerini düşündükleri yerlere gidememe, o tür yerlerde kalamama durumlarına da Agarafobi denir.
Panik Atağın Belirtileri
- Çarpıntı
- Nefes darlığı, nefesin kesilmesi
- Göğüste sıkışma
- Terleme
- Baş dönmesi, sersemlik, bayılacak gibi olma
- Karıncalanma ya da uyuşma hissi
- Bulantı
- Üşüme ya da ateş basması
- Titreme
- Kendisi ya da çevresindekileri değişmiş, farklı hissetme
- Kontrolü kaybetme ya da çıldırma korkusu
- Ölüm korkusu
Panik Bozukluğunun Tedavisi
Panik Bozukluğu tedavisi mümkün bir hastalıktır. İlaç tedavisi ve Bilişsel Davranışçı Terapi bilimsel çalışmalarla kanıtlanmış tedavi yöntemleridir.
Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB)
Obsesyonlar, kişinin isteği dışında ısrarla ve zorlayıcı şekilde aklına gelen, anksiyete ortaya çıkaran ve yineleyici özellikteki düşünce, dürtü ya da imgelerdir. Genelde kişi tarafından mantıksız olarak değerlendirilir, obsesyona direnmeye çalışılır ancak bunu yapmakta zorlanabilir ya da hiç yapamaz.
Kompulsiyonlar, kişinin obsesyonlarına yanıt olarak ya da belli kurallara göre gerçekleştirmek zorunda olduğunu hissettiği, yineleyici ve belli bir amaca yönelik olan törensel davranışlar ya da zihinsel eylemlerdir. Kompulsiyonlar, obsesyona eşlik eden anksiyeteyi gidermek, korku yaratan durumu ortadan kaldırmak ya da önlemek üzere yapılır. Ancak yapılan etkinlik, önlenmek istenen durumla gerçekçi bir biçimde ilişkili değildir ya da aşırıdır. Kişi kompulsiyonlarını engellemeye çalıştığında yoğun anksiyete yaşar.
Kirlenme / Bulaş Obsesyonu ve Temizlik Kompulsiyonu: Kirli olduğu düşünülen yerlerden mikrop, idrar, dışkı, yağ vb.şeylerin bulaşabileceği endişesi yaşanır. Kirlenme/bulaşma obsesyonlarını rahatlatmak amacıyla çıkan kompulsiyonlar temizleme kompulsiyonlarıdır. Sık sık el yıkamalar, temizlenme ritüelleri bu tür kompulsiyonların en sık karşılaşılan şeklidir.
Kuşku Obsesyonu ve Kontrol Kompulsiyonu: Bir eylemin yapıldığından emin olamama durumu olarak tanımlanır. Genellikle bir tehlike durumu dikkat çektiğinde, ardından güvenliği sağlamakla ilişkili kontrol etme kompulsiyonları gelmektedir. Kontrol etme, bulaşmayla ilgili korkuları hafifletmek içinde yapılabilir.
Ocak, kapı, kilit gibi şeylerin açık kalmış olabileceğinden, ütü vs. elektrikli aletlerin fişlerinin prizde kalmış olabileceğinden kuşku duyar ve emin olmak için tekrar tekrar kontrol etme gereksinimi duyulur. Bazen hastalarda elinde olmadan başkalarına zarar vereceği, ağzından hoş karşılanmayacak nitelikte sözcükler ve küfür kaçıracağı şeklinde obsesyonlar da olabilir.
Simetri / Düzen Obsesyon ve Kompulsiyonu: Nesnelerin ve olayların belirli bir düzen ve konumda olması ya da eşyaların bir simetri içinde bulunmasıyla ilişkili obsesyonlardır. Belirli bir simetri sağlamak amacıyla eşyaları belirli bir sıra ve düzen içinde tutmayla simetri/düzenleme kompulsiyonları ortaya çıkar. Hastalar eşyaların simetri ve belli bir düzende yerleştirmek için günlük mesaisinin büyük bir kısmını harcıyor, yapması gereken diğer işleri aksatabilirler.
Cinsel İçerikli Obsesyonlar: Kişinin utanç verici, kabul edilemez olarak tanımladığı ensest, eşcinsellik gibi cinsel temalarla ilişkili olan obsesyonlardır. Hastanın kendine, yaşına, toplumdaki yerine hiç yakıştıramadığı bir biçimdedirler.
Dini İçerikli Obsesyonlar: Günahla ilgili düşünceler ve dini temaların olduğu bu obsesyonlar ülkemizde sık görülen bir obsesyon tipidir. Kişi kendini inanç ve görüşlerine tam karşıt ve yoğun sıkıntı yaratacak şekilde dini içerikli takıntılı düşünceleri düşünmekten alıkoyamaz.
Biriktirme ve Saklama Kompulsiyonu: Gerçek anlamda maddi ya da manevi değeri olmayan şeylerin ileride gerekli olabilir şeklinde bir düşünceyle saklanıp biriktirildiği , gereksinim duyulmadığı halde satın alındığı kompulsiyon tipi istifleme kompulsiyonlarıdır.
Sayma Kompulsiyonları: Yineleyici tarzda sayı sayma, dua etme, belirli kelimeleri yineleme gibi düşünsel süreçler, zihinsel kompulsiyonlar olarak tanımlanır. Hastalar günlük bir aktiviteyi belirli bir sayıya kadar saymadan yaparsa kendisinin ya da sevdiklerinin başına kötü bir şey geleceği, işinin rast gitmeyeceğini düşünebilir.
Obsesif Kompulsif Bozukluk Tedavisi
OKB da ilaç tedavisi ve Bilişsel Davranışçı Terapi bilimsel araştırmalarla kanıtlanmış tedavi yöntemleridir.
Sosyal Fobi
Kişi başkaları tarafından olumsuz değerlendirilebileceği kaygısını taşımaktadır. Toplumsal ortamlarda küçük düşeceği ya da utanç duyacağı konusunda belirgin ve sürekli korkusunun olduğu bir kaygı bozukluğudur. Başkalarıyla karşılaşma, konuşma vb. sosyal etkileşimde bulunmalarını gerektiren ya da başkalarının önünde bir eylemi gerçekleştirmeleri gereken durumlardan korkarlar ve olabildiğince kaçınmaya çalışırlar.
Sosyal fobide korkulan durumla karşılaşılınca yüz kızarması, titreme, terleme, ağız kuruluğu, çarpıntı, nefesin kesilmesi, kusmaktan korkma, ishal, idrara sıkışma gibi belirtiler ortaya çıkabilmektedir.
Sosyal Fobi Tedavisi
İzmir Sosyal fobide ilaç tedavisi ve psikoterapi (konuşmaya dayalı ruhsal tedavi) uygulanır. En sık uygulanan psikoterapi şekli Bilişsel ve Davranışçı Terapidir.
Depresyon
İzmir Depresyon psikiyatrik hastalıklar içinde en yaygın olan ve yaşam kalitesini birçok alanda bozan bir hastalıktır. Günlük hayatta herkes zaman zaman moralsiz, üzgün, mutsuz, karamsar hissedebilir. Depresyon hastalığının farkı ise kişi düşünce olarak durumuyla ilgili ümitsizlik, pişmanlıklar, geleceğe yönelik karamsarlık, suçluluk ve değersizlik algılamaktadır. Hatta intiharı çözüm olarak görebilmektedir.
Davranış olarak toplumsal geri çekilme, içine kapanma, kişinin zevk alarak yaptığı şeylerden zevk alamama, isteksizlik görülür. Bedensel olarak da uyku ve iştah bozuklukları görülmektedir. Tedavisinde antidepresan ilaç tedavileri ve psikoterapiler uygulanmaktadır. Bilişsel davranışçı terapi, insanın olumsuz düşünce ve davranış kalıplarını işlevsel olanlar ile değiştirmeye yarayan tedavilerdir.
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu
DEHB ya da Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu çocuklukta başlayan psikiyatrik bir hastalıktır. DEHB olan birçok çocuğun erişkin dönemde de belirgin yakınmaları devam eder. DEHB olan kişiler 3 temel alanda zorluk yaşarlar.
- Dikkat Eksikliği
- Dürtüsellik
- Hiperaktivite (Artmış etkinlik)
Dikkatsizlik Semptomları
- Çoğu zaman detaylara dikkat etmekte güçlük çekilir, iş ya da diğer etkinliklerde dikkatsizce hatalar yapılır
- Yerine getirilmesi gereken görevlerde dikkati sürdürmede güçlük yaşanır
- Kişiyle konuşulurken dinlemiyormuş gibi gözükebilir
- Çoğu zaman yönergelere uyamaz ve günlük işleri ya da iş yerindeki görevlerini bitiremez
- Yapılması gereken görevleri ve etkinlikleri düzenlemekte zorluk çekilir
- Çoğu zaman sürekli zihinsel çaba gerektiren görevlerden kaçınır ya da istemez
- Çoğu zaman üzerine aldığı görevler ya da etkinliklerle ilgili olan şeyler kaybedilir
- Kişinin dikkati dış uyaranlarla kolaylıkla dağılır
- Günlük hayatta çoğu zaman unutkanlık vardır.
Hiperaktivite / Dürtüsellik Semptomları
- Sıklıkla kişinin elleri, ayakları kıpır kıpırdır ya da oturduğu yerde kıpırdanır
- Çoğu zaman oturması gereken durumlarda oturduğu yerden kalkar
- Sıklıkla uygunsuz durumlarda aşırı koşuşturup durur
- Çoğu zaman boş zaman etkinliklerine sakin bir biçimde katılma zorluğu yaşanır
- Çoğu zaman kişi hareket halindedir, içinde kurulu motor varmış gibi davranır.
- Sıkılıkla aşırı konuşur
- Sorulan soru tamamlanmadan cevabını vermeye çalışılır
- Sıklıkla sırasını beklemekte zorluk yaşanır
- Sıklıkla başkalarının sözünü keser ya da yaptıklarının arasına girerler.
DEHB zeka, tembellik, yetenek gibi şeylerle ilgisi olmayan nörobiyolojik bir hastalıktır. İlaç tedavisi uygulanmalıdır sonrasında DEHB olan kişiye Bilişsel Davranışçı bir tedavi programıyla bu problemlerle baş etme becerileri öğretilebilmektedir.
Alzheimer Demansı
Demans (bunama) kişinin çeşitli sebeplerle günlük yaşantısını bozacak şekilde kognitif (bilişsel) işlevlerinde, önceki işlev düzeyine göre kötüleşmeyle giden bir durumdur. Kognitif işlevler; oryantasyon (kişi, zaman, yer tanıma becerisi), hafıza (bellek), algılama, dikkat, muhakeme, gerçeği değerlendirme yetisi gibi mental süreçlerdir.
Alzheimer bunamanın en yaygın türüdür ve ilerleyici bir hastalıktır. Daha çok 60’lı yaşlardan sonra görüldüğü için yaşlılık hastalığı olarak da adlandırılır.
Alzheimer Belirtileri
- Unutkanlık ve dikkat eksikliği,
- Eşyaların ve kişilerin adlarını hatırlayamama,
- Kafa karışıklığı, kararsızlık,
- Aynı şeylerden tekrar tekrar bahsetmek,
- Huzursuzluk, ruhsal dalgalanmalar (öfkelenmek),
- Konuşma güçlüğü,
- Para hesabı yapma, yemek pişirme, yolunu bulma gibi becerilerin kaybı,
- Aile ve yakınlarından şüphe duyma, saldırgan davranış,
- Hallüsinasyon görme,
- Yeni ortamlara uyum sağlayamama,
- Takıntılı hareketler,
- Depresyon,
- Yeme güçlüğü, kilo kaybı,
- Tuvaletini tutamama,
- Yardımsız hareket edememe.
Alzheimer hastalığı geri dönüşü olmayan bir hastalık olduğu için erken tanı ve ilaç tedavisi, belirtilerin hafifletilmesi ve eşlik eden hastalıkların tedavisinde oldukça önem taşımaktadır.