Birçok insan hayatının bir döneminde duygusal ya da zihinsel olarak zorlayıcı süreçlerden geçebilir. Bu süreçlerde destek arayışı doğal ve sağlıklıdır. Psikoterapi, kişinin iç dünyasını daha iyi anlamasını, problemlerine yeni bakış açıları geliştirmesini ve kendini daha huzurlu hissetmesini sağlayan güçlü bir araçtır. Ancak ilk kez terapiye başlayacak kişiler için sürecin nasıl işlediği, nelerle karşılaşılacağı ve hangi kazanımların mümkün olduğu konusunda belirsizlikler olabilir.
Psikoterapi Nedir?
Psikoterapi, bireyin kendini daha iyi tanımasını, içgörü kazanmasını ve yaşam kalitesini artırmasını hedefleyen yapılandırılmış bir yardım sürecidir. Bireysel terapi, çift terapisi, aile terapisi gibi farklı biçimlerde uygulanabilir. Psikoterapi sürecinde kişisel hedefler belirlenir ve terapistin rehberliğinde bu hedeflere ulaşmak için çalışılır.
Psikoterapi yalnızca ciddi psikolojik rahatsızlıkları olanlar için değildir. Yoğun stres yaşayan, ilişkilerinde zorlanan, kaygı, öfke, özgüven sorunları olan ya da sadece kendini daha iyi tanımak isteyen herkes terapiye başvurabilir.
Psikoterapi Türleri ve Yaklaşımları
Farklı psikoterapi yaklaşımları, bireyin ihtiyacına ve terapistin uzmanlık alanına göre değişiklik gösterir. İşte en yaygın terapi türlerinden bazıları:
Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): Düşüncelerle duygular ve davranışlar arasındaki ilişkiyi temel alır. Olumsuz düşünce kalıplarının fark edilmesini ve daha işlevsel düşünce biçimlerinin geliştirilmesini amaçlar.
Psikodinamik Terapi: Bireyin geçmiş yaşantıları ve bilinçdışı süreçlerin bugününü nasıl etkilediğini anlamaya çalışır. İçsel çatışmaların fark edilmesi ve çözülmesi hedeflenir.
EMDR, Gestalt ve Diğer Yaklaşımlar: Travma odaklı EMDR, "şimdi ve burada" yaklaşımıyla Gestalt terapisi gibi özel terapi biçimleri de çeşitli ihtiyaçlara yanıt verebilir. Terapistiniz size uygun yöntemi belirleyecektir.
Psikoterapi Süreci Nasıl Başlar?
Terapinin ilk adımı genellikle bir ön görüşmedir. Bu görüşmede terapist, danışanın ihtiyaçlarını anlamaya çalışır ve karşılıklı uyum değerlendirilir. Peki ilk randevuda neler olur?
İlk seansta danışan, terapiye başvurma nedenlerini, geçmişte yaşadığı önemli olayları ve bugünkü yaşamının genel çerçevesini terapistle paylaşır. Bu karşılıklı tanıma süreci, samimi ve güven dolu bir ilişki kurulmasına zemin hazırlar ve terapötik sürecin temelini oluşturur.
Etkin bir terapötik süreç için danışan ile terapist arasında güven ortamı oluşması çok önemlidir. Duyguların özgürce ifade edilebildiği bir alan yaratmak, terapinin temel yapıtaşlarından biridir.
İlk birkaç seansta danışan, yaşamındaki zorlukları, duygusal tepkilerini ve beklentilerini paylaşmaya başlar. Terapist ise bu bilgiler ışığında bir değerlendirme yapar ve terapinin çerçevesini belirler. Terapist; danışanın geçmişi, çocukluk dönemi, ilişkileri, iş hayatı, travmaları ve mevcut ruh hali hakkında çeşitli sorular yöneltebilir. Bu soruların amacı, danışanı derinlemesine tanımaktır.
Danışanın terapiye açık fikirli ve dürüst bir şekilde yaklaşması süreci verimli kılar. Önceden hangi konulardan bahsetmek istediğini düşünmesi, sürecin etkinliğini artırabilir.
Terapinin ilerleyen aşamalarında danışan, düşünce kalıplarını fark etmeye ve duygusal tepkilerini anlamaya başlar. Bu farkındalık, davranışlarda değişim için temel oluşturur.
Zamanla danışan kendi duygu durumunu daha iyi tanımlayabilir hâle gelir. Bu da daha sağlıklı iletişim ve stresle başa çıkma becerilerini beraberinde getirir.
Terapide elde edilen içgörüler, kişinin geçmiş yaşantılarının bugünkü davranışlarına nasıl yön verdiğini anlamasını sağlar. Bu farkındalık, değişim sürecini başlatabilir.
Terapide Hedef Belirleme
Terapist ve danışan birlikte çalışarak kişisel hedefler oluştururlar. Bu hedefler terapi sürecinin yönünü belirler ve ölçülebilir ilerlemeyi mümkün kılar. İlişkilerdeki sorunları çözmek, kaygıyı azaltmak veya özgüveni artırmak gibi hedefler terapide işlenebilir. Bu hedefler zamanla değişebilir ve süreç içinde yeniden şekillenebilir. Terapide kısa vadeli hedefler, hemen üzerinde çalışılabilecek konuları kapsar. Uzun vadeli hedefler ise genel yaşam kalitesini artırmaya yönelik daha büyük değişimleri içerir.
Psikoterapi Süreci
Psikoterapi süreci zaman zaman duygusal olarak zorlayıcı olabilir. Geçmiş travmalarla yüzleşmek ya da bastırılmış duyguların ortaya çıkması geçici olarak rahatsız edici olabilir. Bazı dönemlerde terapi etkisizmiş gibi gelebilir. Bu durum geçicidir. Terapinin iniş çıkışlarla dolu bir yolculuk olduğu unutulmamalıdır. Bu hisler, genellikle önemli değişimlerin eşiğinde yaşanır.
Terapinin süresi kişiden kişiye değişir. Bazı bireyler kısa sürede ihtiyaç duydukları desteği alırken, bazıları uzun vadeli bir sürece ihtiyaç duyar. Daha iyi hissetme, ilişkilerde gelişme, stresle daha iyi başa çıkma gibi olumlu değişiklikler iyileşmenin göstergeleri olabilir. Terapistinizle birlikte bu gelişmeleri değerlendirebilirsiniz. Terapiden alınabilecek maksimum fayda sağlandığında veya hedeflere ulaşıldığında terapi sonlandırılabilir. Ancak bu karar terapist ile birlikte, dikkatli bir şekilde alınmalıdır.
Online Psikoterapi ile Yüz Yüze Terapinin Karşılaştırması
Gelişen teknolojiyle birlikte online terapi seçenekleri de giderek yaygınlaşıyor. Her iki yöntem de etkili olabilir, ancak her birinin avantajları ve sınırlılıkları vardır.
Yüz yüze terapi, bedensel dilin daha kolay gözlemlenebilmesi ve fiziksel ortamın terapötik etkisi açısından avantajlıdır. Online terapi ise erişim kolaylığı, zaman tasarrufu ve esneklik sunar. Araştırmalar, doğru uygulandığında her iki yöntemin de benzer düzeyde etkili olabileceğini göstermektedir.
Peki online terapi için nelere dikkat edilmeli? Gizliliğin sağlanabileceği sakin bir ortam seçilmeli, güçlü bir internet bağlantısı olmalı ve kullanılan platform güvenilir olmalıdır. Terapiye ayrılan zamanın sadece terapiye özel olması, sürecin verimliliğini artırır.
Psikoterapi Hakkında Yanlış Bilinen Gerçekler
Psikoterapi hakkında toplumda hâlâ birçok yanlış bilgi dolaşmaktadır. Bu yanlış inançlar, bireylerin terapiye başlama kararını geciktirebilir.
“Terapist Beni Yargılar” Miti
Gerçekte terapistler yargılayıcı değil, anlayışlı ve tarafsızdır. Terapistlerin görevi, danışanın yaşadıklarını anlamaya çalışmak ve ona destek olmaktır.
“Terapide Hep Ağlanır” Algısı
Terapide ağlamak da, gülmek de mümkündür. Seanslar her zaman yoğun duygusal anlarla geçmez; kimi zaman içgörülerle dolu, keyifli ve motive edici olabilir.
“Sadece Zayıf İnsanlar Terapiye Gider” Yanılgısı
Terapiye başvurmak, güçsüzlük değil aksine cesaret göstergesidir. Kendi sorunlarını fark etmek ve çözüm aramak, güçlü bir kişisel farkındalık örneğidir.
Psikoterapi Hakkıunda Sıkça Sorulan Sorular
Psikologlar ilaç düzenlemesi yapamaz. Psikiyatrist kontrolünde herhangi bir ilacı kullanmaya başladıysanız, ilacı alıp almanıza ve gereken doza doktorunuz karar verebilir. Özellikle psikiyatrik ilaçlarda kesinlikle kişisel kararlardan kaçının ve doktor kontrolünde hareket edin. Psikologlar ilaç yazamazlar. Psikolojik rahatsızlıklar ile ilgili sadece psikiyatristler ilaç yazabilir. Probleminizin türüne ve şiddetine göre değişmekle birlikte psikoerapi/danışmanlık hizmetinin başında sizinle terapi hedeflerini oluştururuz. Devam eden süreçte gelişmeler doğrultusunda bu hedefler değişebilir. Bu hedeflere ulaştığımız ölçüde terapide sona yaklaşmış oluruz. Öngörülen danışmanlık / terapi sürecini tamamlamanız, sorunlarınızı aşabilmeniz için gereklidir. Ancak hiçbir psikoterapi/danışmanlık sürecini devam ettirme zorunluluğu yoktur. Ya da herhangi bir toplu ön ödeme alınmaz, yazılı veya sözlü bir kontrat yapılmaz, yarar görmediğinizi düşündüğünüzde veya istediğiniz aşamada aldığınız hizmeti sonlandırabilirsiniz. Yaşadığınız psikolojik sıkıntılar sizin için çok zorlayıcı olduğunda terapi/danışmanlık yardımı alabilirsiniz. Bunun yanı sıra psikoterapi “kendini anlama ve değiştirme” sürecidir. Bu nedenle psikoterapi hizmeti almak için bir sorun yaşamanız da gerekmez. Kendinizi anlamak içinde psikoterapi hizmeti alabilirsiniz. Evet. Her seans süregelen terapinin bir bölümüdür. İlk seansın kontrolü ya da değerlendirmesi değildir. Bu nedenle seans ücreti her bir seans için geçerlidir. Randevunuzu iptal etmeniz veya ertelemeniz gerektiğinde, randevunuzdan en az 24 saat öncesinde bize bildirmelisiniz. Geç yapılan bildirimler, olası randevu bekleyen başka bir danışanımıza hizmet veremememize ve bizim de zaman ve mali kaybımıza yol açmaktadır. Randevunuzu iptal etmeniz gereken durumlar olduğunda, lütfen telefonla bilgi veriniz. Seanslarımız, probleminizin türüne ve şiddetine göre değişmekle birlikte haftada bir gerçekleştirilmektedir. Devam eden süreçte gelişmeler doğrultusunda süre aralığı değişebilir. Bu konuda danışanlarımızla birlikte karar veriyoruz. Ön hazırlık yapmanız gerekmez. Ancak isterseniz sizin için önemli konuları önceden not alabilirsiniz.Psikoterapi/danışmanlık Yardımı Alırken Psikolog İlacımı Dozunu Ayarlayabilir mi?
Psikologlar İlaç Yazar mı?
Psikoterapiyi/ Danışmanlığı Sonlandırmam Gerektiğini Nasıl Anlarım?
Psikoterapi/ Danışmanlık Sürerken Bırakırsam Ne Olur?
Ne Zaman Psikoterapi/danışmanlık Yardımı Almalıyım?
İlk Seanstan Sonra Her Psikoterapi/danışmanlık Seansı İçin Ücret Ödemem Gerekiyor mu?
Randevuma Gelemeyeceksem Ne Yapmalıyım?
Randevumu İptal Etmek İstiyorsam Ne Yapmam Gerekir?
Psikoterapi Seansları Hangi Süre Aralığında Yapılmaktadır?
İlk Kez Psikoterapi/danışmanlık Almak İçin Gelirken Bir Ön Hazırlık Yapmam Gerekir mi?